Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu: DEHB

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu: DEHB

DEHB erken tanı ve doğru yaklaşım ile tedavi edilebilirken, edilmediği durumlarda yetişkinlik döneminde artarak daha da zorlayıcı biçimlerde kendisini gösteriyor.

TRT Çocuk

TRT Çocuk

“Ekran başında saatlerce oturabiliyor ama ödev başında 10 dakika durmakta bile zorlanıyor...”
“TV izlerken bile hareket eder...”
“Dersi dinleyemiyor, sürekli etrafı ile ilgili...” Bu ifadeleri çocuğunuz için sıklıkla kullanıyorsanız, çocuğunuzda DEHB olabilir. Ailelerde çocuklarında bir rahatsızlık olduğundan ziyade, yaramaz oldukları için bu davranışları sergiledikleri kanısı baskın. Oysa DEHB erken tanı ve doğru yaklaşım ile tedavi edilebilirken, edilmediği durumlarda yetişkinlik döneminde artarak daha da zorlayıcı biçimlerde kendisini gösteriyor.

DEHB üç türden oluşuyor: 'Dikkat eksikliği', 'Hiperaktivite' ve her ikisinin de bulunduğu 'karışık tip'.

TRT Çocuk'ta Psikolog Emine Sevde Uzunoğlu ile DEHB'in türlerini ve belirtilerini konuşarak ebeveynlere bir yol haritası çizmeye çalıştık.

Erkek çocuklarda kızlara göre daha sık görülen DEHB'le ilgili işte bilinmesi gerekenler:
 Hiperaktivite nedir?

DEHB, bireyin yaş ve gelişim düzeyine uygun olmayan aşırı hareketlilik, istekleri erteleyememe (dürtüsellik) ve dikkat sorunlarıyla kendini gösteren nörogelişimsel bir bozukluktur. Otururken dahi oturur gibi gözükmezler ve her an harekete hazırdırlar. DEHB’li çocuklar sınırsız enerjileri ve belirli bir süre bir yerde sabit durmakta yaşadıkları güçlükler ile dikkat çeker. Tıpkı bir motor takılmış gibi istemsizce hareket ettiklerini düşünebiliriz.

Peki, Hiperaktivite ile yaramazlık arasındaki fark nedir?

Yaramaz olarak adlandırılan her çocuk DEHB’li olmayabilir. Aradaki fark ise çocuğun hangi ortamlarda yaramazlık yaptığını gözlemleyerek anlaşılabilir. Yaramazlık olarak adlandırılabilecek davranışlar, belli bir kişiye karşı ya da belli bir ortamda ortaya çıkar. DEHB’deki aşırı hareketlilik durumu ise çocuğun kendisini kontrol edememesi sonucunda ve ortam veya kişiden bağımsız şekilde ortaya çıkar. Yaramaz olarak adlandırılan çocuk yalnızca bir ebeveynine, öğretmenine ya da bir ortama tepki olarak aşırılık gösterebilir ancak bu duruma dikkat ve odaklanma sorunu eşlik etmez. DEHB’li çocukta ise hiperaktivite belirtisine az da olsa dikkat ve odaklanma sorunları eşlik etmektedir.

Bir çocuğun hiperaktif olduğu nasıl anlaşılır? Belirtileri neler?

DEHB’nin belirtileri her yaşta kendisini gösterebilir. Bebeklik döneminde daha çok huzursuzluk, gerginlik, kolay ağlama, zor sakinleşme gibi belirtiler gözlenebilir. Okul öncesi dönemde ise sürekli ilgi odağı olmaya çalışma, sık oyun değişikliği, çok konuşma, sık yaralanma davranışlarıyla karşılaşılabilir. İlkokul dönemi belirtileri daha çok sakin ve sessizce oturamama, dikkat sorunları, söz dinlememe verilen görevi yerine getirememe, dalıp gitme olarak sıralanabilir. Ergenlerde ise daha çok kıpır kıpırlığın devamı, akademik alandaki sorun artışı, uzun süreli dikkat gerektiren işlerden kaçış, sigara ve alkol kullanımı gözlenebilir. DEHB tanısı alan bir çocukta bu belirtilerin hepsinin aynı zamanda bulunmayabileceği gerçeği bilinmelidir.

Hiperaktivite testi kaç yaşında yapılır?

DEHB tanısı konulabilmesi için mevcut belirtilerin 6 aydan uzun süre devam etmesi gerekir. Tanı sıklıkla okul çağında konulmaktadır. Bunun sebebi çocuğun okula başlaması ile birlikte ortaya çıkan odaklanma problemi, düzene karşı uyumsuzluk, kurallara uymama gibi sorunların fark edilmesi üzerine bir uzmana başvurulmasıdır. Başvurulan uzman, DEHB tanısı için aile ve okuldan alınan bilgilere, ayrıntılı bir klinik değerlendirmeye ve talep edeceği testlerin sonuçlarına ihtiyaç duyacaktır. Bu bağlamda aileler çocuklarında DEHB olduğundan endişe ettikleri durumlarda bir çocuk ve ergen psikiyatristine başvurabilirler. Böylelikle hem yanlış yaklaşımların hem de tedavideki gecikmelerinin önüne geçilebilir.

Hiperaktivite hastalık mı?

Hiperaktivite, her çocukta belirli ölçüde gözlenebilir. Bu davranış biçimi çocuğun doğası gereği barındırdığı yüksek enerjisinin bir dışavurumu olabilir. Ancak bir bozukluk olarak değerlendirilebilmesi için çocuğun kendini kontrol edemeyerek, birden çok ortamda bu davranışları sergilemesi, hayatını işlevsel olarak olumsuz etkilemesi ve bu belirtilerin 6 aydan uzun süredir gözleniyor olması gerekmektedir.

Nasıl tedavi edilir?

DEHB’li bir çocuğun tedavisine en iyi karar verecek olan kişi, çocuğun kendi psikiyatristidir. Birden çok tedavi seçeneği mevcut olmakla birlikte çalışmalar, en iyi sonuç veren tedavi yönteminin “Kombine tedavi” olduğunu göstermekte. Kombine tedavi, ilaç tedavisi ve davranışçı terapi yöntemlerinin bir arada uygulandığı bir yöntem. Burada danışılan uzmana sorulabilecek sorular ise şunlar olabilir: Bu bir hastalık mı? Tedavisi nedir? Tedavinin iyi geldiğini nasıl anlayabiliriz? Evde dikkat etmemiz gerekenler nelerdir? Ailede dikkat etmemiz gerekenler nelerdir? Bu ve buna benzer sorular ile kendisinden tanı ve tedavi ile ilgili bilgiler alabilirsiniz. Tedavi, çocuğu riskli kazalardan korumak, gerçek akademik potansiyelini ortaya çıkarmak ve hayatını kolaylaştırmak adına oldukça gerekli.

Hiperaktif çocuğa karşı okulda ve evde nasıl davranılmalı?

DEHB’li çocuğun tanı alması için birden çok ortamda aynı davranışları göstermesi gerekmektedir. Örneğin, hem evde hem de okulda derslerine odaklanmakta sorun yaşaması gibi... DEHB, çocuğun tüm hayatını etkilemektedir. Bunun için etrafındaki yetişkinler, çocuğun hayatını kolaylaştıracak ve bu bozukluğun etkilerini hafifletmek adına çalışmalar yapabilirler. Örneğin, evde katı kurallar koyup çocuğunuzun tüm bu kurallara uymasını beklemek yerine daha esnek davranışlarda bulunmak, çocuklara yaşına uygun sorumluluk vermek ve sürece dahil etmek, evdeki eşyaların yerinin belirli ve sabit olması( çantasının yeri vb.) gibi uygulamalar DEHB tedavisinde iyileştirici bir unsurdur. Hareketlerini kısıtlamak yerine enerjisini atabileceği alanlar oluşturmak faydalı olacaktır.

Okulda ise eğitimci tarafından sınıfta fıkra, öykü anlatma gibi aktif görevler verilerek çocukların kontrollü bir şekilde hareket etme ihtiyacı karşılanabilir. Çocukla birebir iletişim kurmak adına öğretmen- öğrenci arasında sadece ilgili öğrencinin anlayacağı özel bir dil (el şıklatma, göz kırpma vb.) geliştirilebilir. Böylece sorun oluştuğu durumlarda daha güven dolu bir müdahale ortamı oluşmuş olacaktır. Bunun yanı sıra sınıfta ortaya çıkan kıpırdanma, ayağa kalkma gibi küçük hareketler hoş görülebilir. Tedavi sürecinde uzmanlar, aile ve okul koordine biçimde çalışarak çocuğun bu süreci başarılı şekilde atlatmasına yardımcı olmalıdır.

Ebeveynler nasıl bir yol izlemeli?

DEHB’li olduğu düşünülen çocuk için yapılabilecek en önemli şey sakin kalmaktır. Bilinmesi gereken ilk şey ise çocuğun bu tür zorlayıcı davranışları isteyerek yapmıyor olduğu, hatta bu davranışlardan çevresi kadar kendisinin de olumsuz etkilendiği gerçeğidir. Kendisini istese de durduramadığının çünkü içerisinde sürekli çalışan bir sistem mevcut olduğunun bilincinde olunmalı. Bu sistemi kabul ederek, tanıyarak ve uyum sağlayarak devam etmek her iki taraf için de daha sağlıklı bir yol olacaktır. Doğru tanılama ve en uygun tedavi yöntemi için bir çocuk ve ergen psikiyatristine başvurulabilir. Grafik: M. Furkan Terzi

Önemli Hatırlatma

Bu içerik ilgili uzman danışman tarafından izleyicilerimizi bilgilendirme amaçlı hazırlanmıştır. Kendinizin veya çocuğunuzun sağlığı ile ilgili her konuda, bir tıp doktoruna veya çocuk eğitimi ve psikolojisi alanında çalışan uzmanlara danışmanızı tavsiye ederiz.

İlgili Makaleler