İnternet Dünyası Sanal mı Gerçek mi?

İnternet Dünyası Sanal mı Gerçek mi?

Çoğumuza göre ekran demek gerçek ilişkilerden ve gerçek hayattan kopuk, bambaşka bir dünyada sanal bir hayat yaşamak demektir.

TRT Çocuk

TRT Çocuk

Günümüzde internet veya sosyal medya gerçekten tamamıyla sanal mekânlar mıdır?

“Evladım bilgisayar başında hayalete döndün” veya “bırak artık şu tableti elinden çocuğum, zombi gibi oldun.” Buna benzer birçok cümleyi ebeveyn olarak çocuğumuza kurarız. Çünkü ekran karşısında çok fazla vakit geçiren çocuğun kendisi olmaktan çıktığını düşünürüz. Böylelikle ailesinden, çevresinden ve hatta yeme-içmeden kesilerek hayatla bağını kopardığını söylemek isteriz. Çocuğun başka bir dünyaya, gerçek olmayan bir boyuta transfer olduğunu düşünürüz. Zira ekrandaki hayat, gerçek hayatın yerini nasıl alsın? Çoğumuza göre ekran demek gerçek ilişkilerden ve gerçek hayattan kopuk, bambaşka bir dünyada sanal bir hayat yaşamak demektir. Genelde teknoloji ve çocuk ilişkisini bu zeminde düşünme eğilimindeyizdir.

Oysa günümüzde internet veya sosyal medya gerçekten tamamıyla sanal ortamlar mıdır? Gerçek hayatla ilişkileri hiç yok mudur? Veya gerçek hayatla ilişkileri çok mu zayıftır? Her gün saatlerini harcayan milyonlarca çocuk kendi hayatlarına dair bir şey bulmadan mı orada bulunmaktadırlar? Tamamıyla anlamsız bir şeyin başında mı kendilerinden geçerek hayalete dönüşmektedirler? Bütün bu soruların ebeveynler, eğitimciler, sivil toplum kuruluşları ve aslında toplumun bütün unsurları tarafından sorulması gerekmektedir.
İnternet ve yeni medya tabanlı birçok çalışma bu yeni mecranın ne tamamen gerçek ne de tamamen sanal olduğunu göstermektedir. Bu yeni dünya tıpkı bir hikâye, bir masal gibi içinde hem gerçekliği hem de hayali veya ütopik olanı barındıran bir yer. Aslında bu yönüyle tam da gerçek hayata benzemektedir. Gerçek hayatta da ne her zaman mutlu, mesut olabiliriz ne de sonsuz gam ve kederle yaşayabiliriz. Kimi zaman mutluluk verici şeyler, kimi zamansa hüzne ve kedere boğan şeylerle karışık yaşarız hayatı. Hayatın gerçekliğine ilişkin şeyler yaşarken, bir yandan da umut eder, geleceğe dair hayaller kurarız. Özetle hayatın toplamı bütün bu yaşananlardır. Tam da bu sebeple internet ve internet merkezli teknolojilerde aradığı birçok şeyi bulabileceğini düşünen sadece çocuklar değil, aynı zamanda yetişkinlerdir de. Bir farkla ki, yetişkinlerin daha çok oturmuş bir karakterle internette bulunduklarını düşünürüz. Buna karşılık karakteri gelişmekte olan çocukların gelişim süreçlerinde internet merkezli teknolojilerle ilişkilerinin sağlıklı olmasını isteriz.
Ebeveyn olarak çocuğun sanal ve gerçek ortam ayrımını yapıp yapamadığı fark etmek en önemli adımdır. Örneğin silah, ölüm, kan, savaş içerikli oyunları uzun saatler oynayan bir çocuk, konuşmalarına ve davranışlarına bunu yansıtıyorsa bir sorun olduğunu söyleyebiliriz.
Çocuk, oyunlarında kendisini sürekli gerçek üstü güçlere sahip bir kahraman, üstün bir asker veya lüks araba sahibi biri gibi canlandırıyorsa ve günlük hayatında da bu karakterlerle ilişkili tutum ve davranışları sürdürüyorsa, sanal ile gerçeklik ayrımında ve algılamasında sorunlar olduğu söyleyebiliriz.
Ebeveyn olarak çocuğa yaklaşımınız onun zamanına ve günün koşullarına göre olmalı. Bu nedenle gerçek hayat ve söz konusu teknolojilere ayrılan zamanı dengede tutmak için çocuğun muhatap olduğu içeriklerin neler olduğunu ve etkilerini takip etmek gereklidir. Böylece çocuk, kendi kimliğini sağlıklı bir şekilde inşa edebilir ve sanal dünyada da kendi kimliği ile varlık gösterebilir. Gündelik yaşama dengeli eklemlenmiş dijital içerikler, çocuğu hayalete veya bir zombiye dönüştürmez. Çocuğun kendi kimliğinden uzaklaşarak bambaşka kimlikler ve maskelerle varlık göstermesi ihtimali oldukça azalır. Hatta internet üzerinden olumlu ilişkiler kurarak kimliğini besleme imkânı bile bulabilir. Örneğin afet, savaş, hastalık gibi durumlarda yardıma muhtaç insanlardan haberdar olabilir, sosyal medya aracılığıyla yardım kuruluşlarının faaliyetlerine katılabilir. Müzik veya resim yeteneği olan bir çocuk, video platformundaki ders videolarını izleyerek bu alanda kendini geliştirebilir. Hatta birkaç dil bile öğrenebilir.
Günümüzde dijital dünyayı gerçek hayatın dışında bir şey olarak göremeyiz. Özellikle de oyunları ve sosyal ilişkileri büyük oranda sanal dünyaya taşınan günümüz çocukları için, gerçek ve sanal dünya ayrı birer evren değildir. Dolayısıyla çocuğun kimliği, ilişkileri ve internet pratikleri için de bu bağlamda düşünmek gereklidir.
Ebeveyn olarak bugünden çocuğun sanal ve gerçek ayrımını yapabildiğinden emin olmalıyız ki, gelecekte de sanal dünyada gerçek kimliğiyle, bilinçli bir birey olarak var olabilsin.

Önemli Hatırlatma

Bu içerik ilgili uzman danışman tarafından izleyicilerimizi bilgilendirme amaçlı hazırlanmıştır. Kendinizin veya çocuğunuzun sağlığı ile ilgili her konuda, bir tıp doktoruna veya çocuk eğitimi ve psikolojisi alanında çalışan uzmanlara danışmanızı tavsiye ederiz.

İlgili Makaleler