Çocuklarda Diyabet Neden Sık Görülüyor?
2 Aralık 2024
Uzmanlar, çocuklarda çok su içme, çok idrara gitme ve kilo kaybı olduğu zaman mutlaka diyabetten şüphelenilmeli ve bir kan şekeri kontrolü yaptırılmalı diyerek aileleri uyarıyor.
2 Aralık 2024
Uzmanlar, çocuklarda çok su içme, çok idrara gitme ve kilo kaybı olduğu zaman mutlaka diyabetten şüphelenilmeli ve bir kan şekeri kontrolü yaptırılmalı diyerek aileleri uyarıyor.
TRT Haber
Vücutta insülin hormonunun yeterince etkili olamaması ya da eksikliği nedeniyle kan şekerinin sürekli yüksek seyretmesine yol açan bu hastalık, tedavi edilmediğinde ciddi sağlık sorunlarına kapı aralıyor. Veriler, çocuklarda diyabet görülme sıklığının binde 4 oranında olduğunu gösteriyor. Uzmanlar, çocuklarda çok su içme, çok idrara gitme ve kilo kaybı olduğu zaman mutlaka diyabetten şüphelenilmeli ve bir kan şekeri kontrolü yaptırılmalı diyerek aileleri uyarıyor.
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Bölümü’nden Prof. Dr. Heves Kırmızıbekmez, çocuklarda sık görülmeye başlanan diyabetin nedenleri ve tedavisi hakkında bilgi verdi.
Çocukluk çağında görülen diyabetlerin çok büyük bir kısmını Tip 1 oluşturuyor. Prof. Dr. Kırmızıbekmez, “Tip 1 diyabet vücudun kendi kendine yaptığı otoimmün hastalıklar dediğimiz genetik yatkınlığı olan bir bireyde, çevresel koşulların etkisiyle bir araya gelerek bağışıklık sisteminde yanlış bir çalışma durumu ortaya çıkıyor. Bu durumda vücut kendi hücrelerine, kendi dokularına karşı antikor dediğimiz bazı maddeler üretiyor. Tip 1 diyabet de bunlardan bir tanesi. Yani otoimmün bir hastalık ve pankreasımızda insülin salgılayan hücrelerimize karşı, kanda antikorlar oluşuyor. Bu da insülin hormonunu salgılayan hücrelerimizi harap ediyor.” diye konuştu.
İnsülin hormonu bir insanın yaşamını sürdürebilmesi için gerekli olan hayati hormonlardan bir tanesi… Görevi, besinlerle vücuda alınan şekeri hücrelerin içerisine sokarak enerjiye dönüştürmek. Bunun eksikliğinde ise şeker hücrelerin içerisine giremiyor ve enerjiye dönüşemiyor. Bunun sonucunda da bir dizi sağlık sorunu yaşanıyor.
Prof. Dr. Kırmızıbekmez, “Çocuklarda çok su içme, çok idrara gitme ve kilo kaybı olduğu zaman mutlaka diyabetten şüphelenilmeli ve bir kan şekeri kontrolü yapılmalı” dedi.
Çocuklarda Tip 1 diyabetin sıklıkla sonradan ortaya çıktığına değinen Prof. Dr. Kırmızıbekmez, “Genellikle enfeksiyonlarla birlikte tetiklendiği için daha çok okula başlama yaşlarına denk gelen, 3-4 yaşlarından sonra görülmeye başlayabiliyor.
Yine ergenlik döneminde de hormonların etkisiyle tetiklenerek ortaya çıkabiliyor.
Fakat son yıllarda çevresel koşulların değişmesiyle birlikte 5 yaşın altında daha fazla sayıda çocukta diyabet görüyoruz. Tip 1 diyabetin yüzde 90-95’i 18 yaş altında tanı alıyor” diye belirtti.
Çocuklarda son yıllarda diyabetin daha fazla görülmesine neden olan çevresel koşulları ise Prof. Dr. Kırmızıbekmez, “Çevresel koşulların içerisinde dünyaya geldiğimiz andan, hatta anne karnından itibaren maruz kaldığımız pek çok şey var.
Kimyasal maddeler, gıdalarda kullanılan katkı maddeleri, tarım ilaçları, viral enfeksiyonlar…
Yine aşırı kimyasal ve dezenfektanların kullanımına bağlı olarak küçük yaşlardan itibaren bağışıklık sistemimizin yeterince gelişemiyor olması.
Anne sütüyle beslenmemek, yapay gıdalarla beslenmek, geçirilen ağır hastalıklar, cerrahi müdahaleler ve travmalar da tetikleyici olabiliyor.
Bazen de ciddi psikososyal sorunları olan ailelerin çocuklarında böyle otoimmün hastalıkların tetiklendiğini daha fazla görüyoruz.” diye kaydetti.
Tip 1 diyabet tanısı alan bir çocuğun tedavisine ilk önce hastanede başlanıyor. Prof. Dr. Kırmızıbekmez, tedavi süreci konusunda, “Çocuğumuz tanıyı aldıktan sonra genellikle bir hafta 10 gün kadar hastanede izlemeyi tercih ediyoruz.
Çünkü vücudun kaybetmiş olduğu sıvıyı, elektrolitleri, besin maddelerini takviye ediyoruz. Aynı zamanda da eksik olan insülin hormonunun takviye tedavisine başlıyoruz. İnsülin takviye ederken de ailelere mutlaka söylüyoruz, bu tamamen doğal bir tedavi. Vücudumuzun ürettiği hormonun aynısı. Vücut yetersiz ürettiği için takviye ediyoruz” diye vurguladı.
Bu süreçte bazı tetkikler yapılarak eşlik edebilecek başka otoimmün hastalıklar açısından da çocuklar değerlendiriliyor.
Prof. Dr. Kırmızıbekmez, “Profesyonel bir diyabet hemşiresi, uygulamaları günlük hayatlarını aksatmayacak şekilde nasıl yapacaklarını hem çocuğa hem aileye öğretiyor.
Diyetisyenler de yine hangi besinin içeriğinde ne yer aldığını detaylı bir şekilde anlatıyor.
Hastalar diyabeti kendi başına yönetebilecek hale geldikten sonra da taburcu ediliyor” diye anlattı.
Teknolojinin gelişimiyle birlikte vücudun üretemediği insülini takviye etme yöntemlerinin de değiştiğini belirten Prof. Dr. Kırmızıpekmez, “Eskiden iğne yapılıyordu. Şimdi deri altına hemen uygulanan daha pratik kalemler var. Yine sürekli insülin veren pompalar var. Kan şekeri parmak ucu ölçümle tespit edebiliyorlar. Onun dışında sürekli ölçüm yapan ölçüm sistemlerimiz var.” diye ifade etti.
Öncelikle Tip 1 diyabeti olan çocukların besinlerinde herhangi bir yasağın söz konusu olmadığının altını çizen Prof. Dr. Kırmızıbekmez, “Sağlıklı olmak koşuluyla herhangi bir besin kısıtlamamız yok. Bizim yemesin diye önerdiğimiz besinler, tüm çocuklar için geçerli… Tip 1 diyabeti olanların diğer çocuklar gibi tüm besin gruplarını içeren öğünlerle beslenmesi gerekiyor. Tüm çocuklar gibi sağlıksız gıdaları tüketmemesi gerekiyor. Bu hastalıktan muzdarip çocuklar, kan şekerini hedeflenen sınırlarda tuttuğu sürece akranları gibi bir yaşam sürebiliyor.” diye belirtti.
Bu içerik ilgili uzman danışman tarafından izleyicilerimizi bilgilendirme amaçlı hazırlanmıştır. Kendinizin veya çocuğunuzun sağlığı ile ilgili her konuda, bir tıp doktoruna veya çocuk eğitimi ve psikolojisi alanında çalışan uzmanlara danışmanızı tavsiye ederiz.