Çocuklarda Uyku Terörü Neden Görülür?
19 Kasım 2024
Çocuklarda yaygın olarak görülen uyku terörü kabuslarla karıştırılsa da aslında çok daha derin ve gizemli bir sorunun habercisi olabilir.
19 Kasım 2024
Çocuklarda yaygın olarak görülen uyku terörü kabuslarla karıştırılsa da aslında çok daha derin ve gizemli bir sorunun habercisi olabilir.
TRT Çocuk
Gece yarısı çocuklar çığlıklarla uyanır, korku dolu bakışlarla çevrelerine bakarlar. Bu yaşananlar sıradan bir kabus mu yoksa başka bir probleme mi işaret ediyor?
Çocukların gece boyunca aniden çığlık atarak uyanması, korku içinde yatağında oturup kimseye tepki vermemesi ebeveyn için oldukça endişe verici olabilir.
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Uyku Hastalıkları Merkezi Koordinatörü Prof. Füsun Domaç'la sık rastlanılan uyku terörünü anlattı.
Kabus bozukluğunda çocuk yoğun korku ve dehşet dolu bir rüya görerek uyanır ve bu rüyayı detaylarıyla hatırlar. Uyku terörü ise çocuk uyuduktan sonraki ilk birkaç saat içinde atak geçirir, uyanıklık hali tam değildir ve sabah uyandığında yaşananları hatırlamaz.
Çocuklar uyurken birden bire çığlıklar atarak uyanır, korkmuş bir halde yatakta oturuyor ya da yataktan fırlar.
Çoğu zaman ebeveynler, bu durumu kabusla karıştırır.
Ancak Sağlık Bilimleri Üniversitesi Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Uyku Hastalıkları Merkezi Koordinatörü Prof. Füsun Domaç, bunun uyku ya da gece terörü adı verilen ve oldukça derin kökenleri olan bir uyku bozukluğu olduğunu belirtti:
"Çocuk derin uykusundan aniden uyanarak yatakta oturabilir veya yataktan fırlayabilir.
Korkmuş bir yüz ifadesi vardır, panik haldedir, yoğun korku içinde çığlık atar.
Kafası karışmış gibi görünen çocukta anlamsız kelime çıkışları olabilir.
Bazen görünmeyen bir tehlikeden kaçmak için çılgınca hareketler yapar, tekmeler atar, kendini korur ya da kaçar gibi hareketler yapabilir ve bu sırada kendine zarar verebilir.
Nabız sayısında artma, solunum sayısında artma, yüzde kızarma, terleme, göz bebeklerinde büyüme gibi bulgular eşlik eder.
Ataklar genellikle birkaç dakikadan fazla sürmez nadiren bir saate kadar uzayabilen ataklar olabilir."
Kabuslar, REM uykusu sırasında görülürken, uyku terörü NREM uykusunun derin evrelerinde meydana gelir.
Prof. Domaç, "Kabus bozukluğunda çocuk yoğun korku ve dehşet dolu bir rüya görerek uyanır ve bu rüyayı detaylarıyla hatırlar.
Uyku teröründe ise çocuk uyuduktan sonraki ilk birkaç saat içinde atak geçirir, uyanıklık hali tam değildir ve sabah uyandığında yaşananları hatırlamaz.
Kabus bozukluğuna nabız, solunum sayısında artış, gözbebeklerinde büyüme, yüzde kızarma, terleme gibi bulgular eşlik etmez." diye vurguladı.
Uyku terörü genellikle 4 ila 12 yaş arasındaki çocuklarda görülür.
En sık rastlanan yaş aralığı ise 5 ila 7 yaş. Prof. Domaç, bu durumun kız çocuklarında daha sık görüldüğünü belirterek, ergenlik döneminde genellikle düzeldiğini söyledi.
Prof. Domaç’a göre bu durumun kesin bir nedeni olmamakla birlikte, aile öyküsü önemli bir rol oynadığını, çevresel, psikiyatrik, organik ve gelişimsel faktörlerin bu durumu tetikleyebileceği belirtti.
Duygusal stres, travmalar, ateşli hastalıklar, tiroid bozuklukları atakları artırabilir.
Prof. Domaç, "Uyku terörü, hiperaktivite bozukluğu, otizm spektrum bozukluğu, kaygı bozukluğu gibi psikiyatrik hastalıklarla veya uyku apne sendromu, huzursuz bacak sendromu gibi diğer uyku bozukluklarıyla birlikte görülebilir.
Ayrıca çocuğun uyuduğu odanın gürültülü olması veya dolu bir mesane gibi çevresel şartlar da atakları tetikleyebilir." diye konuştu.
Ebeveynler en çok atak sırasında çocuğu uyandırmanın doğru olup olmadığını merak eder.
Prof. Domaç, uyandırmaya çalışmanın çocuğun daha fazla kafasını karıştırabileceğini ve saldırgan tepkilere yol açabileceğini belirtti:
"Atak sırasında çocuk uyandırılmamalı, güvenliği sağlanarak sakince beklenmelidir.
Eğer çocuk çevresine zarar verebilecek bir durumda ise nazikçe yönlendirilerek güvenliği sağlanmalı, sakin bir ses tonuyla konuşulmalıdır." dedi.
Uyku düzeni oluşturmak, çocuğun yeterli ve kaliteli uyumasını sağlamak tedavide büyük önem taşır.
Ayrıca, atakların belirli bir saatte ortaya çıktığı durumlarda, çocuğu bir süre önce uyandırarak sorunun önüne geçilebilir.
Prof. Domaç, ilaç tedavisinin ise en son seçenek olarak kullanıldığını belirtti:
"İlaç tedavisi genellikle nadiren başvurulan bir yöntemdir. Eğer uyku apnesi gibi eşlik eden bir uyku bozukluğu varsa, öncelikle bu sorunlar tedavi edilmelidir."
Ebeveynler için en önemli öneri ise sakin kalmak.
Atakların ergenlikle birlikte genellikle sona erdiğini yineleyen Prof. Domaç, ailelerin bu süreci destekleyici bir şekilde yönetmesini tavsiye etti.
Prof. Domaç, çocuğun uyku günlüğünün tutulması, atakları tetikleyen durumların not alınması ve gerekirse video kaydı yapılması, tedavi sürecinde doktorla paylaşılacak önemli bilgiler arasında yer aldığını söyledi.
Bu içerik ilgili uzman danışman tarafından izleyicilerimizi bilgilendirme amaçlı hazırlanmıştır. Kendinizin veya çocuğunuzun sağlığı ile ilgili her konuda, bir tıp doktoruna veya çocuk eğitimi ve psikolojisi alanında çalışan uzmanlara danışmanızı tavsiye ederiz.