Emzirmenin Ruhsal Etkileri

Anne sütü, yeni doğan ve süt çocukları için ideal bir besindir. Bu dönemdeki çocukların gelişimleri için ihtiyaçları olan tüm besin öğelerini içermektedir. Bebeklerin yanı sıra, emzirme anne sağlığı açısından da oldukça önemlidir. Anne ve bebek arasındaki bu biyolojik bağın aslında gerçek anlamda beslenmek dışında, her iki tarafın da ruhunu beslediği ve psikolojik iyilik hali sağladığını da unutmamak gerekir.

Süt vermek biyolojik bir düzlem olmanın dışında, psişik bir düzlemde de yer almaktadır. Anneler, bebeklere sadece biyolojik beslenmenin yetmeyeceğini bilmeliler. Yani fizyolojik olarak bir anne, bedeninin emzirmeye müsaade ettiği müddetçe bu ilişkiden haz almalı, bu eylemi yürekten isteyerek gerçekleştirmelidir.

Önemli olan annenin, çocuğu sadece ihtiyaca (Açlık) yönelik mi yoksa huşu içinde mi beslediğidir. Huşu içinde annesi tarafından beslenen bebek, dünya üzerinde kurmuş ve deneyimlemiş olduğu bu ilişki ile ruh sağlığı ve psikolojik dayanıklılığı yüksek bir birey olma yolunda ilerleyecektir. Elbette burada anne, çocuk ve annenin ruhsal sağlığı ve duygu durumundan söz ederken, annenin duygu durumunu etkileyen çevresel faktörleri göz ardı etmemeliyiz. Mutlu, sağlıklı, huzurlu bir aile ortamı ve çift ilişkisi bu süreçte belirleyici unsurlardır.

Bebeğin kurduğu bu ilk ilişkinin en önemli evresi ise memeden kesmedir.

Yaklaşık olarak 18-20 ayını doldurması ile birlikte, artık bebek olmaktan çok çocuk olmaya başlayan, yani büyüyen ve gelişen insan canlısının gelişimini sağlıklı tamamlayabilmesi adına bu aylar (18-20 ay) arasında memeden kesme gerçekleşmelidir. Bebekmiş gibi davranılan birinin çocuk ve sonrasında da yetişkin olmasını beklemek haksızlık olur çünkü…

Kesme zamanın yanı sıra, kesme şeklinin de çocukların ileriki yıllarda kişiler arası ilişkilerini, psikolojik sağlık ve dayanıklılıklarını belirleyici etkiye sahip olduğu göz ardı edilmemelidir. Kurulan ilk ilişkinin sonlandırılma hali aslında bebeğe konulan ilk sınır olmakta ve ileriki dönem kişiler arası ilişkilerini büyük ölçüde etkileyici nitelik taşımaktadır. Dolayısıyla, memeden kesilme kendiliğinden gerçekleşmiyor ise memeye kahve veya acı sürmek gibi ürkütücü yöntemler kullanılmamalı ve süreç aniden sonlandırılmamalıdır. Bebeğin ilk ilişki kurduğu nesneden ayrılışı kademeli olarak gerçekleştirilmelidir. Unutulmamalı ki, çocuklar için olumlu ya da olumsuz her türlü ani gelişim kaygı verici olmaktadır.

Memeden kesme sürecinde birkaç öneri

• 4-7 ay arası biberon kullanımına başlanması ile çocuklar beslenme ve emme için meme haricinde bir araca/kaynağa da alışmaya başlarlar.
• Yaşının gelmesinin yanı sıra, meme sunulduğunda bebek kayıtsız kalıyorsa da, memeden kesme için bir işaret olabilir.
• Memeden kesmeye karar verdiğinizde, mutlaka doktor kontrolünde meme devam ederken biberon, mama gibi ek kaynak ve gıda kullanımına başlayıp, yavaş yavaş gün içinde memenin azaltılıp bu diğer kaynakların kullanım sıklığını artırabilirsiniz.
• Emzirdiğiniz pozisyonda kucaklamamak ve emzirme saatlerinize alternatif etkinlikler bulmakta bir diğer çözüm önerisi.

• Çocuklar memeden kesme sürecinde bir bez parçası, battaniye, bez oyuncak gibi nesnelere bağımlılık geliştirebilir, onunla uyumak isteyebilir ya da sürekli yanlarında gezdirmek isteyebilirler, bu gibi durumlara müdahale etmeye gerek yoktur. Bu nesnelere ‘Geçiş nesnesi adı verilmektedir ve çocuk aslında memeden sonra bir güven arayışı içerisinde olduğundan o oyuncağı güven nesnesi olarak ikame etmektedir. Oldukça sağlıklı ve normal bir durumdur, kendiliğinden kesilmesi beklenmelidir.
  
  

• Not:

  Bu süreci bir çocuk doktoru kontrolünde yürütmeniz bebeğiniz/çocuğunuzun sağlığı için gerekli ve önemlidir.