Çocuğunuz Depresyonda mı?

Çocuğunuz Depresyonda mı?

Çocuklar da depresyona girer! Çocukta gözlenen depresyon belirtileri çoğu zaman şımarıklık, inatçılık ya da yaramazlık ile karıştırılabilir.

Cemile Akdağ

Cemile Akdağ

Çocukluk depresyonunun saptanamamasının bir diğer nedeni de ailelerin depresyonu bir yetişkin rahatsızlığı olarak görmeleri ve çocuklarına konduramamalarıdır.

Depresyon genelde bir yetişkinlik çağı hastalığı olarak bilinirken yapılan araştırmalar ve istatistikler çocuklukta ve bebeklikte bile depresyona yakalanma riskinin olduğunu göstermiştir. Okul öncesi dönemde ortalama %1’den daha az görülen depresyon oranı, ergenliğe doğru %10’lara tırmanır. Çocukluk depresyonu okula başlama, yas ve kayıp, kardeş doğumu, istismar, aile içi problemler, şiddet görme, kazalar, ekonomik sıkıntı gibi çocuğun hayatındaki önemli bir olaydan sonra da meydana çıkabilir.

Depresif çocuk duygularını bir yetişkin gibi tanımlayamasa da çocukluk depresyonu semptomları yetişkin depresyonuyla pek çok açıdan benzerlik gösterir. Bu semptomlar arasında bir şey yapma konusunda isteksizlik, iştahsızlık, etkinliklerden geri çekilme, insan ilişkilerinde bozulma, yorgunluk, uyku ve yeme sorunları, aşırı durgunlaşma, içe kapanma, ölme arzusu, yönergeleri umursamama, konsantrasyon eksikliği ve mutsuzluk hali vardır. Çocukluk depresyonunda notların düşmesi, okuldaki aktivitelerden kaçınması, karın ve baş ağrısı ise öğretmenin gözleyebileceği belirtilerdendir. Çocukluk depresyonunun bir yetişkinden farkı ise çocuğun bazen depresyonu durgunlaşarak değil aksine daha öfkeli ve yaramazlık yaparak ifade etmesidir. Çocukluk depresyonunun bu yönü ve davranış bozukluğu, dikkat eksikliği, anksiyete gibi rahatsızlıklarla sıklıkla bir arada görülmesi genelde tanı almasını zorlaştırır. Çocukluk depresyonunun saptanamamasının bir diğer nedeni de ailelerin depresyonu bir yetişkin rahatsızlığı olarak görmeleri ve çocuklarına konduramamalarıdır.

Çocuklarda görülen depresyon belirtileri çoğu zaman şımarıklık, inatçılık ya da yaramazlık diye adlandırılabilir. “Her sabah okula gitmemek için ağlıyor, inattan gözleri şişiyor” ya da “O kadar şımardı ki bu aralar hiçbir şey yapmaktan zevk almıyor” cümleleri bir çocuk için şüphelenmeden kurulurken, bir yetişkin için kurulduğunda depresif semptomlar taşıdığı hemen fark edilir. Durumunun anlaşılmaması ve gerçekliğine inanılmaması ile çocuğa ceza verilmesi, azarlanması onu iyice desteksiz bırakacağından çaresizliğe sürükleyebilir. Zaten olumsuz duygularla içe kapanan çocuk aile ve çevreyle iletişimi iyice koparabilir veya daha agresif tepkiler verebilir.

Aileler genelde çocuk mutsuzluğunu gelip geçici bir durum olarak görürler. Oysa yukarıda bahsedilen semptomların dört beş tanesinin birkaç haftadan uzun sürmesi hali ciddi bir durumdur ve en kısa zaman bir çocuk psikiyatristine başvurmak gerekir. Ailenin durumu kabul etmesi erken teşhis ve tedavide önemli adımlardan biridir. Böylece ebeveynler çocuğa özel ve kaliteli zaman ayırarak, değer duygusunu geliştirerek tedavinin bir parçası haline dönüşebilirler. İlaç tedavisinin yanında, oyun ve bilişsel terapiyle çocuklar içlerindeki olumsuz duygularla mücadele etmeyi ve onları kontrol altına almayı öğrenirler.

Önemli Hatırlatma

Bu içerik ilgili uzman danışman tarafından izleyicilerimizi bilgilendirme amaçlı hazırlanmıştır. Kendinizin veya çocuğunuzun sağlığı ile ilgili her konuda, bir tıp doktoruna veya çocuk eğitimi ve psikolojisi alanında çalışan uzmanlara danışmanızı tavsiye ederiz.

İlgili Makaleler