Kardeş Kıskançlığını Engelleme Yolları

Kardeş Kıskançlığını Engelleme Yolları

Kıskançlık ikincil bir duygu olarak çocuğun benliğini kaplayabilir.

Cemile Akdağ

Cemile Akdağ

İnsanlık tarihinde Kabil’in babası tarafından sevilen Habil’i öldürmesi ile başlayan kardeş kıskançlığı, aşırı olduğunda aile huzuru için çözülmesi gereken sorunlardan biridir. Kıskançlık ve öfke ikincil bir duygu olarak çocuğun benliğini kaplarken, altında kaybetme korkusu, güvensizlik ve utanç duyguları kendini saklayabilir. Hamilelik döneminde ya da daha sonrasında oluşmuş döngülerle beraber ebeveynler ilerleyen zamanlarda birbirine vuran, kötü sözler söyleyen ve zarar veren çocukların kavgasında adeta iki ateş arasında kalırlar. Çocuklar arasında ateşkes ilan etmek savaş bir kere başladıktan sonra oldukça güçtür. Ebeveynler haklı olduklarını ispatlamak için uğraşan çocukların karşısında bir anda hâkim pozisyonunda bulurlar kendilerini…

Olaylar, yapılanlar, birbirine karışır, bazen kavganın neden çıktığı bile unutulur. Özellikle kardeşlerden birinin güçlü, ötekinin güçsüz, birinin yaşça büyük, ötekinin küçük olduğu durumlarda ebeveyn nasıl eşit davranacağını şaşırır. Bu durumda kavgayı ceza vererek sonlandırmak anlık, neden sürekli yinelendiğini bulmak kalıcı bir çözüm olacaktır. Bütün bu karmaşanın arkasında ise genelde anne babanın sevgisini elde etmek üzere kurulmuş bir rekabet düzeni vardır. “Seni daha çok/az seviyorum.”, “Sen daha çok/az yaramazsın.”, “Sen daha çok/az çalışkansın.” Ebeveynin çocuklarına, bazense yalnızca kendi hayatına yaydığı daha çok/az ile başlayan cümleler çocuğa en temel duygusal ihtiyaçlarını rekabetsiz elde edemeyeceğini hissettirir.

Oysa “Seni seviyorum, seni güvende hissettiriyorum, sen güçlüsün…” gibi mesajları karşılaştırma cümlesi olmadan aldığı bir sistemde kardeşine karşı olan duyguları çok daha olumlu olacaktır. Bu yalnızca sözle değil, çocuklarla geçirilen ayrı ve kaliteli zamanla pekiştirilir. Çocuklar kendi kişiliklerine ve yeteneklerine göre ayrı ayrı desteklenir. Anne ve baba bazen çocuklar arasında yer değiştirerek bu konuda iş bölümü yapabilirler. Rekabet ve kıskançlık fıtri duygular olduğu için, onları reddetmek ve ayıplamak çocuğun daha sonra öfke ve suçlulukla kardeşine saldırmasından başka bir işe yaramaz. Kıskançlık duygusunun ve annesini paylaşma korkusunun ifade edilmesine hiç izin verilmeyen bir çocuk herkesin yanında kardeşini severken, yalnız kalınca onu beşikten aşağı düşürebilir.

Çocuğa bu duyguları yokmuş ve yasaklıymış gibi davranmak yerine onun duygularını tanıyarak, yönetip kontrol altına alması için güçlü hissettirmek gerekir. “Kıskançlık duymam normal, kardeşimi kıskandım diye kötü değilim, ama ben bunun üstesinden gelebilirim.” Kardeşi sevmenin ve ona iyi davranmanın zorunluluk olmadığı, aksine sevdiği bir oyunun ya da başardığı bir etabın parçası olduğunu bilen çocuk davranışını hızla bu yeni düzene göre değiştirecektir. Ebeveynler her çocukla güvenli bir bağlanma kurduktan sonra, kardeşlerin aralarındaki problemleri olabildiğince kendi aralarında çözmeleri en doğrusudur. Hiçbir çocuk kavgayı kendi başlattığını, haksızlık yaptığını, kardeşinin canını yaktığını şikâyete gittiğinde söylemez; aksine çoğunlukla kendine yapılanları büyüterek duygu sömürüsü yapar. Bu durumda hâkim olmak akıl karı değildir. Anne ve baba, kardeşlerin şikâyetiyle başlayan mahkemeyi kurmadan önce bu oyunu bozmalı, çok gerekmedikçe kardeş kavgalarına karışmamalıdır.

Hâkimin anne ve babaları olmamasına alışan çocuklar bir süre sonra kendi aralarında anlaşmayı, çözüm bulmayı öğrenirler. Büyük kardeş küçüğün canını yakarken müdahale etmek zorunda kalan ebeveyn, ceza ve azarlama yerine küçük dokunuşlarla ve oyunlarla çocukların kaygı ve öfke durumunu kontrol edebilirse, çocuklar da ister istemez bir dahaki sefere aynı yapıcı yoldan sorunlarını çözmeyi deneyeceklerdir.

Önemli Hatırlatma

Bu içerik ilgili uzman danışman tarafından izleyicilerimizi bilgilendirme amaçlı hazırlanmıştır. Kendinizin veya çocuğunuzun sağlığı ile ilgili her konuda, bir tıp doktoruna veya çocuk eğitimi ve psikolojisi alanında çalışan uzmanlara danışmanızı tavsiye ederiz.

İlgili Makaleler