Çocuklara Hikâyeyi Nasıl Okumalıyız?
Hikâyeleri sadece okumak yerine etkileşimli okumak, çocukların beceri geliştirmelerinde çok daha etkilidir.
Çocuklara hikâye kitabı okumak, kitapta yazanları çocuğa aktarmak olmamalıdır. Hikâyeleri sadece okumak yerine etkileşimli okumak, çocukların beceri geliştirmelerinde çok daha etkilidir. Örneğin, çocuğa okunan kısım veya okunmaya nereden başlandığı gösterilirse, okuma sırasında çocuğun soru sorması ve yorum yapması için durulup bilinmeyen kelimeler çocuğun anlayabileceği şekilde açıklanırsa, etkileşimli bir hikâye kitabı okuma süreci yaşanır. Bu uygulama çocuğun erken okuryazarlık becerilerine katkı sağlayacağı gibi dinleme kabiliyetini de geliştirir. Sorulan sorular, çocuğun analitik düşünme, sebep sonuç ilişkisi kurma ve problem çözme gibi becerilerini geliştirir. Dolayısıyla hikâye kitabı seçiminden, hikâyenin son satırını okumaya kadar geçen süreçte dikkat edilmesi gereken pek çok unsur olduğu unutulmamalıdır.
Okumaya başlamadan önce etkileşim
Kitap okumaya başlama sürecinin öncesinde anne babalar seçilen kitabın içeriğini iyi incelemelidir. Kitapta eksik sayfalar, yabancı kelimeler, çocuğun anlamasını zorlaştıracak soyut kavramlar olmamalıdır. Kitap okumak herhangi bir zamana sıkıştırılmamalı ve ebeveynler tarafından aradan çıkarılması gereken bir iş olarak görülmemelidir. Çocuk, anne babayla kitap okumayı, keyifli ve kaliteli zaman geçirme olarak algılayabilmelidir.
Okumaya başlamadan önce kitabın kapağı çocuğa tanıtılmalı ve hikâyenin adı söylenmelidir. Daha sonra hikâyenin yazarının adı söylenmeli ve ‘‘Yazar kimdir?’’, ‘‘Ne iş yapar?’’ soruları gelmelidir. Çocuğun dikkatini kapak resmine çevirdikten sonra her resmin bir çizeri olduğu vurgulanmalı ve o kitabın çizerinin adı söylenmelidir. Yazarı konuşurken yapıldığı gibi, çizerin ne iş yaptığına dair sorular sorulup, cevaplanmalıdır. Kitabın yazarı ve çizerinin yanı sıra kitabın basımevi hakkında da konuşup, sorular sorulabilir. Çocuğa tüm bu bilgilerin kitabın dış ve iç kapağında olduğu kavratılmalıdır. Tüm bu sorular, çocuğun kişilere ve kurumlara dair farkındalığının oluşmasını sağlayacaktır. Daha sonra kitabın üzerindeki resimden ilerleyerek ‘‘Bu hikâye ne hakkında olabilir?’’, ‘‘Bu resimdeki kim olabilir?’’ gibi sorular sorularak çocuktan tahmin yapması beklenmelidir. Hikâyeye yapılan bu kısa girişin ardından, okunacak hikâyenin ismi ile çocuğun tecrübeleri arasında bir ilişki kurulabilir. Çocuğa aynı yazar tarafından yazılmış diğer kitaplar da hatırlatılabilir. Hikâyenin adında çocuğun bilmediği bir kelime yer alıyorsa kelimenin anlamı ona açıklanmalıdır. Tüm bu etkinlikler etkileşimli kitap okumanın ilk adımıdır.
Kitabı okurken etkileşim önemli
Çocukla hikâyeyi okumaya başlamadan önce sunulan konuşma fırsatı, okuma sırasında da devam etmelidir. Hikâyeyi okurken çocuğun kitabın sayfalarını görmesi sağlanmalıdır. ‘‘Şimdi burada yazanları okuyacağım’’ ifadesi sık sık tekrarlanmak suretiyle okumaya başlanmalı ve okunan kelimenin altı, parmakla işaret edilmelidir. Bu yolla çocuk okumaya nereden başlandığını, harflerden kelimeler, kelimelerden cümle oluştuğunu, kelimeler arasında boşluk olduğunu, yazıların soldan sağa doğru bir sıra takip edip, cümlelerin yukarıdan aşağıya doğru gittiğini ve resmin değil yazının okunduğunu anlayacaktır. Bu aynı zamanda çocuğun erken okuryazarlık becerilerini destekleyecek yazı ve fonolojik farkındalığını geliştirecektir.
Hikâye çok hızlı okunmamalı, her sayfada resimlerle ilgili konuşulmalıdır. Bu durum, çocuğun zihninde canlandırma yapmasını kolaylaştıracaktır. Okuma sırasında bir sonraki sayfaya geçmeden önce ‘‘Sence şimdi ne olacak?’’ sorusunu sormak, çocuğun hayal gücünü ve problem çözme becerilerini de destekleyecektir. Hikâye okunurken çocuğun sorular sormasına, resimlerle ya da hikâye ile ilgili yorumlar yapmasına izin verilmelidir. Çocuklar bir hikâyeyi dinlerken önceki deneyimleri ile bağlantı kurar, bu da onların kitabı dinleme amacıdır. Hikâyeyi dinlerken kişisel duygu, düşünce ve deneyimlerini öyküyle bağdaştırırlar. Bu bağdaşım, çocukların duygusal gelişimini etkiler.
Anne babalar birtakım tonlamalar ile çocukların dikkatlerini hikâyeye çekip yüz ifadelerini metnin içeriğine göre oluşturmalıdırlar. Böylelikle, etkileşimli hikâye okuma sürecini daha da zevkli bir hale gelmiş olacaktır.
Çocuklar bazı hikâyeleri daha çok severler ve tekrar tekrar okumak isterler. Anne babalar bu isteği geri çevirmemelidir. Çünkü bu tekrar, hem kitabı daha anlaşılır kılacaktır hem de okuma sonrası yapılacak tartışmayı güçlendirecektir. Ancak tekrar tekrar okunan kitaplarla yeni kitaplar arasında denge iyi kurulmalı ve zamanın büyük çoğunluğu yeni kitaplara verilmelidir.
Hikâye okuma sonrası değerlendirme yapılmalı
Kitap bittikten sonra okunan öykü üzerine konuşmak, çocukların hikâyeyle ilgili duygularını ve düşüncelerini anlamayı kolaylaştıracaktır. Bir hikâyeyi okuyup bitirdikten sonra çocuğa hikâye hakkında sorular sormak, çocuğun dil gelişimini ve problem çözme becerilerini olumlu yönde etkiler. Çocuk bu sorulara cevap verirken hikâyeyi özetleyebilir ve olayları sıralayabilir. Ancak sorulan soruların çocuğun gelişim aşamasıyla uyumlu, basit ve yalın olması önemlidir. Hikâye hakkında konuşmak ve sorular sormak, sohbet havasında ilerlerse ebeveyn ve çocuk arasında eğlenceli bir oyuna bile dönüşebilir. Bu, çocuğun anne babasıyla iletişimini güçlendirdiği gibi sosyal duygusal gelişimini de destekler. Hikâye hakkında yapılan keyifli bir sohbet sayesinde ebeveynler ve çocuk kitabı yorumlama, analiz etme ve yeni fikirler üretme imkânı bulacaktır. Bu sohbette çocuğa yorum yapma alanı sağlayan, öyküyle bağlantı kurabileceği türde açık uçlu sorulara yer verilmelidir. Bu sorular seçilirken ve sorulurken dikkatli olunmalıdır. Sorular şu örneklerdeki gibi olabilir: ‘‘Hikâyede en çok nereyi sevdin?’’ ‘‘…olduğunda ne hissettin?’’, ‘‘...hakkında ne düşünüyorsun?’’, ‘‘Sen olsan bu durumda ne yapardın?’’ Çocuklar hikâye üzerine tartıştıkları zaman onu daha iyi özümserler ve üzerinde yorum yapabilecek duruma gelirler. Bu sayede çocukların analitik düşünme becerilerini geliştirdikleri unutulmamalıdır. Kitap hakkında yapılan verimli bir sohbetle anne babalar çocuklarıyla birlikte önemli fikirleri ortaya çıkarıp sebep sonuç ilişkisi kurarak hikâyeyi analiz etmiş olurlar. Böylelikle çocukların ileri seviyede düşünme becerileri desteklenmiş olur. Bunların yanı sıra, çocuklardan okunan hikâyeyi anlatmaları veya canlandırmaları istenebilir. Rol yapmanın çocukların yaratıcılıkları, dil gelişimleri ve sosyal gelişimleri üzerinde olumlu etkilerinin olduğu bilinmektedir.
Hikâyeleri okuyup tartıştıktan bir süre sonra, anne babalar çocukla hikâye hakkında tekrar sohbet edebilirler. Hikâyeyi çocuklarına hatırlatıp onların akıllarında neler kaldığını sorabilirler. Bu noktada ‘‘Ne olmuştu ilk önce?’’, ‘‘...nereye gidiyordu?’’ gibi hatırlatıcı sorularla çocuğun hikâyeyi anımsamasına ve tekrar anlatmasına yardımcı